Epilasyonun tarihi binlerce yıl öncesine dayanır ve zaman içinde gelişen birçok yöntem ve tekniği içerir. Yüzyıllar boyunca pürüzsüz bir cilt arzusu farklı kültürler ve medeniyetler tarafından paylaşılmış ve bu da çeşitli epilasyon yaklaşımlarının ve ürünlerinin geliştirilmesine yol açmıştır.
Epilasyon tarihinin başlangıcı, tarihçilere göre tıraş makinesi kullanımının yaygın bir epilasyon yöntemi olduğu Eski Mısır'a atfedilebilir. Zamanın tıraş makineleri modern tıraş makineleri kadar etkili olmasa da, zamanın kadın ve erkekleri onları temiz ve estetik açıdan hoş bir vücuda sahip olmak için kullanıyorlardı. Hatta Eski Mısır'ın ünlü isimlerinden Nefertiti, şekerleme diye bilinen bir yöntem bile geliştirmişti. Bu yöntem, modern epilasyonun erken bir biçimini temsil eden, tüyleri gidermek için bal, balmumu ve bitki sularından oluşan bir karışımın kullanılmasını içeriyordu.
MÖ 4. yüzyıla gelindiğinde Romalı kadınlar farklı bir yöntem kullanıyorlardı. Banyoda buğuladılar ve saçlarını çekip bir ipliğe sardılar. Bu yöntem zaman alıcı ve acı vericiydi ancak istenen sonucu sağladı. Orta Çağ'da, 14. yüzyılda, Türk padişahlarından birinin haremindeki kadınlar, kendi epilasyon yöntemini - ağda şeritlerini - icat ettiler. Bu şeritler, modern ağdalı epilatörlerin bir tür öncüsüydü ve uzun süreli pürüzsüz bir cilt etkisi sağlayarak tüylerin etkili bir şekilde alınmasını mümkün kıldı.
Modern çağda daha yenilikçi epilasyon yöntemlerinin yaratıldığı görüldü. XX-XXI yüzyıllarda hızla popülerlik kazanan tüy dökücü kremler ortaya çıktı. Bu kremler çok sayıda avantaj sunar: tüyleri ağrısız ve etkili bir şekilde giderir, yalnızca cilt yüzeyine değil, aynı zamanda 1 mm derinliğe kadar etki eder. Sonuç olarak, saçlar daha yavaş uzar ve tıraşa kıyasla daha az fark edilir uçlara sahiptir.
Veet gibi tüy dökücü kremler sadece birkaç dakika içinde hızlı sonuçlar vererek kullanımlarını kolaylaştırır. Bu kremler bacaklar, bikini bölgesi, kollar ve koltuk altı gibi vücudun çeşitli bölgelerine uygundur. Ayrıca farklı cilt tiplerine uyacak şekilde tasarlanmıştır. Örneğin orkide ve buğday tohumu yağı içeren kremler hassas ciltler için, shea yağı ve zambak yağı kuru ciltler için, yasemin ve lotus sütü ise normal ciltler için uygundur. Bu bileşenler sadece tüyleri gidermekle kalmaz, aynı zamanda cilde bakım yaparak onu yumuşak ve nemli hale getirir.
Böylece eski epilasyon yöntemlerinden modern ürünlere giden yol, cilt bakımı alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Modern tüy dökücü kremler, kadınların binlerce yıldır süren mükemmellik arzusunun bir yansıması olan pürüzsüz ve bakımlı cilt ihtiyacını karşılayarak kolaylık ve etkinlik sağlıyor.
e-news.com.ua